“Gerçek liderler başlarını eğmezler, durumu kabullenip bugünde hüküm sürmezler. Gerçeklerle yüzleşir, konfor alanını terk eder, en kuytudaki detayları görür ve geleceğin içinde şekillenirler.” Banu Aydoğan’a ait bu çarpıcı sözlerle başlayan Dünya Trendleri programı 31. bölümünde “Covid19 Sonrası Liderlik ve İş Dünyasının Dönüşümü” konusu konuşuldu.
Covid19 sürecinin hayatımıza hiç beklenmedik değişimler kattığını hep birlikte gözlemledik. Çalışma sistemlerimiz, sürelerimiz, rollerimiz, sorumluluklarımız önemli ölçüde değişime uğradı. Ofis ortamından uzaklaştık ve evden çalışma sistemi hayatımıza girdi. Herkes dijital ortamda çalıştığı için her an ulaşılabilir olma zorunluluğu doğdu. Bununla bağlantılı olarak görüldü ki ofislerdeki çalışma sürelerimizden daha uzun süreler çalışmaya başladık. Daha hızlı bir yaşam sürmeye başladık, planlarımızı sürece yaymaktan ziyade hızlı bir şekilde bitirmeye yöneldik.
Ofis ortamından uzaklaşan çalışanlar ilk başlarda belki de çalışma organizasyonlarını tam verimli uygulayamadılar. Ancak zamanla kendilerini organize etmeyi ve edindikleri bilgileri değerlendirmeyi öğrendiler.
Peki her şey bu kadar hızlı değişirken liderlerimizin aynı kalması ne kadar mümkün? Bütün dünya toplumlarını etkisi altına alan kültürel dönüşüm tabii ki de liderlerin de dönüşmelerine sebep oldu. Artık liderler de sürekli değişime açık olmalı ve bu değişimlere ayak uydurup devam etmeliler. Liderler artık hızlı olmakla yetinmeyip hızlı karar alma, hızlı uygulama yapmak zorundalar ki günü yakalayabilsinler.
Gelecek her zaman bize yol gösterir. Liderlerin de her zaman gelecekle yüzleşmesi, geleceği okuması ve geleceğin içerisinden seslenmesi gerekiyor. Bundan beş yıl önce edindiğin yetkinlikler veya başarılar şu an sana fayda sağlamıyor olabilir. Liderler bunu öngörmeye çalışarak süreç içerisinde süreklilik sağlayabilecek yöntemler bulmaya çalışmalı, yani gelecekten tüyolar almalıdır.
Pandemi sonrası liderlik anlayışına göre bir lider:
- Çalışanlarına sahip çıkmalı, onların endişe ve ihtiyaçlarını anlamalı ve gidermeye çalışmalı,
- Bir sorun, yanlış giden bir durum var ise açık ve net bir şekilde çalışanına bunu belirtmeli,
- Çalışma ilişkilerinde dikey hiyerarşi yerine yatay çalışma ortamları sunabilmeli,
- Duygusal olarak ekibine bağlı olmalı,
- Belirsizliklerle başa çıkabilmeli,
- Konfor alanından çıkabilmeli,
- Zamanı geçmiş bir kararı ortadan kaldırıp yerine yeni günün koşullarına uygun kararlar alabilmelidir.
Yaşamımızın bundan sonraki süreci çok farklı ve geniş sınırlar içerisinde devam edeceği için sadece liderler değil bizler de farklılıklarla baş edebilmeyi öğrenmeli ve onları önemsemeliyiz ki bu yeni hayata uyum sağlayabilelim. Geçmişteki hatalarımıza veya kayıplarımıza takılı kalmamalı, onları kabul edip geride bırakmalı ve yeni günlere özgür ve kendimize güvenerek adım atabilmeliyiz.
Yazan: İlayda Beyza KIRCA