Eskiden bir şanssızlık yaşarsam hayıflanırdım. Hayatta umut ettiklerimizle hayatın bize verdikleri bazen bambaşka oluyor. Zaman geçtikçe tecrübeler insana yaşarken bizleri bunaltan ve üzen hadiselerin sonrasında güzellikler gelebileceğini öğretiyor. Dolayısı ile sıkıntı yaşayan dostları teselli ederken anlatmayı sevdiğim bir hikaye var;
Geçmiş zamanda köyün birinde, oğlu ile birlikte yaşayan yaşlı bir adam vardı. Yaşlı adamın çok fazla işini yapan oldukça güzel bir bir de atı vardı. Bu atı satın almak için yanıp tutuşan çok zengin bir adam varmış fakat yaşlı adam inat edip atını satmıyormuş. Köylüler yaşlı adama ” sen enayimisin bak adam sana çok büyük miktarda para teklif ediyor satsana” yaşlı adam “hayır satmam o benim can yoldaşım” diye cevap veriyormuş. Bir gün at ortadan kaybolmuş ve günlerce arayıp bulamamışlar ve köylüler yaşlı adama “yaa gördün mü at kayboldu gitti keşke satsaydın bir sürü paran olurdu” demişler. Yaşlı adam gayet sakin ” “Bunun kötü bir şans olduğunu nereden biliyorsunuz?” diyerek, dert etmediğini , komşularının da hayıflanmalarının manasız olduğunu söyledi.
Gerçektende birkaç gün sonra, yaşlı adamın güzel atı, yanında birkaç at ile beraber geri döndü. Adamın atı bir iken beş olmuştu. Komşular bu sefer de bu “güzel talihi” sebebiyle yaşlı adamı tebrik için geldiler. Ne kadar şanslı olduğu söylediler.
Yaşlı adam komşularına bu sefer de; “Bunun iyi şans olduğunu nereden biliyorsunuz” karşılığını verdi. Günler geçti, yaşlı adamın oğlu o gelen atların birinin üzerinden düştü, başı yarıldı, kolu, bacağı kırıldı. Komşuları, “bu kötü talihinden” dolayı üzüntülerini belirtmek için yaşlı adama yine geldiler. Yaşlı adam yine o alışılagelen cevabı verdi; “Nereden biliyorsunuz bunun kötü bir şans olduğunu?”
Bir müddet sonra savaş çıktı, köyün bütün gençleri silah altına alındı, bir tek yaşlı adamın oğlu müstesna. Çünkü genç adam, silah tutamaz haldeydi. Savaşa giden gençlerin büyük çoğunluğu savaşta öldü..
Hayrın nerede olduğunu bilmenin mümkün olmadığını gösteren ilginç bir kıssa. Okul yaşamı, iş yaşamı bazen talihsizliklerle dolu olabiliyor. Bu talihsizlikleri de sevgiyle ve sabırla karşılamak ve atalete kapılmaksızın mücadele devam etmek hep güzellikleri getirir. Yeter ki hedef olsun, gönül ne aradığını bilsin. Zorluklar insana bambaşka bir enerji verir. Sakıp Sabancı nın dilinden doğrulması;
Lise talebesiydim. Ağır hastalık geçirdim. Tedavi üç yıl kadar sürdü. İlaçlar ve annemin şefkatli bakımı ile çok kilo aldım. Adım “Şişko”ya çıktı. Arkadaşlarımdan üç yıl geri kaldım. Yaşım on yedi -on sekize vardı. Okula gitmek istemedim. “Ben çalışacağım.” dedim. Babam anlayış gösterdi, öylece çalışma hayatına atıldım. Delikanlılığa geçiş dönemimde ağır bir hastalığa yakalanmam, beni çok genç yaşta iş hayatına yöneltti.
Bana kalırsa böyle bir izah eksik kalır. Hastalığı bir tesadüf sayabiliriz ama benim iş hayatına yönelmem sadece ona bağlı değildir. Ortam, benim çocuk yaşta iş hayatına heveslenmeme müsaitti. Babam iş delisi bir adamdı. Başka bir şey düşünmezdi. Çocuk yaşta hepimize çalışma aşkı verdi, iş öğretti. Hayatın çetin yolunda edindiği bilgileri, tecrübeyi cömertçe önümüze serdi. Bütün oğullar, asıl öğretmen olarak babamızı bilirdik. Hastalık araya girip de okuldan kopunca artık kendimi kocaman bir adam görüyorum ve “ Ben çalışacağım.” diyorum. Yani çalışmaya hazırım, istekliyim ve babamın göstereceği her işi başaracağıma inanıyorum.
Yani ortam hazır, ben hazırım.
Demek ki, insanoğlu uygun bir ortamda önüne çıkan fırsatı değerlendirmeğe hazır oldu mu, hayatına bir yön verebiliyor. Bunda tesadüfün, şansın, kaderin rolü olduğu kadar; içinde yaşanılan ortamın, sahip olunan değer yargılarının da rolü var. Fırsattan yararlanmaya hazır olacaksınız.
İlimde de bu böyle değil mi? Laboratuara kapanmışsınız, deney üstüne deney yapıyorsunuz. Kütüphaneye kapanmışsınız, kitap üzerene kitap deviriyorsunuz. Neyi aradığınızı biliyorsunuz. Hedefiniz belli, hazırlığınız tamam. Aradığınızı bulacaksınız. Düşündüğünüzü yazacak, yaratacaksınız. Çünkü hazırsınız.
Hayatta tesadüf, fırsat, şans ancak onlardan yararlanmaya hazır olanların işine yarayabilir. Dikkatli, hevesli, çalışkan, sabırlı ve bir gayesi olan insan, tesadüfleri değerlendirebilir, fırsatları yakalar ve şansı kaçırmaz. “