Teknolojinin gelişmesi ve hayatımızın bir parçası haline gelmesi, kültürel ve toplumsal değerlerimizde çeşitli değişimlerin meydana gelmesine neden oldu. X ve Y kuşağı için teknoloji sonradan sahip oldukları bir yenilikken, Z kuşağı teknoloji dünyasının içine doğan bir nesil. Onlar için cep telefonu ve sosyal medyanın olmadığı bir dünya düşünülemez. Kendilerini özgürce ifade edebildikleri, sosyalleşebildikleri neredeyse tek alan sosyal medya. X ve Y kuşağından oldukça farklı özelliklere sahip olan Z kuşağını anlamak onlarla etkili bir iletişim kurmak açısından oldukça önemli.
Z Kuşağı: Tanımların Dışında Bir Kimlik Arayışı
McKinsey’nin yaptığı araştırmaya göre Z kuşağı, geleneksel kimlik kalıplarının dışında kendilerini kimliksiz, tanımlanmamış bir karakter olarak görüyor. Kendilerini dijital göçebe olarak tanımlıyorlar. Z kuşağı kendi doğrularını araştırıp sorgulayarak oluşturuyor. Bu davranışlarının altında yatan ana etken ise gerçeği arama isteği. X ve Y kuşağının aksine birçok farklı görüşe daha anlayışlı bir şekilde bakabiliyorlar. Herkesin bireysel gerçekliğini anlayıp bunun özgürce yaşanabilmesi gerektiğini savunuyorlar.
Daha İnsancıl Bir Nesil
Z kuşağı pek çok açıdan toplumun oluşturduğu değer yargılarının dışına çıksa da X ve Y kuşaklarına göre daha insancıl bir tutum sergiliyorlar. Her şeye daha evrensel bir gözle bakabiliyorlar. Diğer kuşaklara göre daha çevreci, hümanist, özgürlükçü bir bakış açısına sahipler. X ve Y kuşağının sosyal çevresi kendi sosyo-ekonomik düzeyine eş değer kişilerden oluşurken Z kuşağı pek çok sosyo-ekonomik çevreden kişilerle etkileşimde bulunabiliyorlar. Bunun en büyük sebeplerinden birisi sosyal medyayı etkili bir şekilde kullanabilmeleri. Sosyal medya sayesinde farklı din, dil, ideolojiye sahip kişilerle iletişim kurabiliyorlar. Bu da onların dünyada yaşanan olaylara daha insancıl bir gözle bakabilmelerini sağlıyor.
Kimliksizlik, Kimlik Krizi Yaratır Mı?
Hepimiz 0-6 yaş arasında ailemizden, toplumdan belli değerleri ve davranış kalıplarını alarak yetişkinlik evresine geçiyoruz. Z kuşağı bireysel değer yargılarını oluşturmada X ve Y kuşağına göre daha net bir çizgi çiziyor. Sadece kendi doğrularını yaratmak bireysel gelişimde önemli bir yeri olsa da toplumsal değerlerden tamamen soyutlanmış kişiler ilerleyen yaşlarda kimlik bunalımına girebiliyorlar. Z kuşağının her şeyi sorgulaması, birçok bilgiye erişebilir olması kendilerini sürekli olarak geliştirmelerini sağlıyor ve bu durum toplumun ileriye gitmesini sağlayacak potansiyel bir gücü de içinde barındırıyor. Ancak bunca sorgulamanın ve çeşitli uyaranların içinde sürekli doğruları değişen bireyler köklerini nereye salıp büyüyecekler ? Sosyal ihtiyaçlarını sadece bir ekran aracılığı ile gideren kişiler toplum içinde yalnızlaşmış bireylere dönüşebilirler. Z kuşağı diğer nesillere göre gerçek hayat deneyimi yaşayamamış ve derin ilişki kurma becerilerinden yoksun bireyler olarak büyüyorlar.
Yazan: Gülsüm Kutlu
Kaynak: