Bir insanın gerçekten doğruyu söyleyip söylemediğini anlamak sık ihtiyaç duyulan bir durum. ABD ’de yalanı anlama ihtiyacı bazı insanların uzmanlaşmasını bile sağlamış ve lie catcher, lie detection expert, lie hunter gibi isimlerle bu işi yapanlar var. Bu insanlara en çok adli konularda danışılıyor. Böyle insanlara ne zaman ihtiyaç duyarız? İşe alımlarda, iş hayatındaki önemli bir problemin çözülmesinde, şirket birleşmeleri ile ilgili görüşmelerde, şirket satın almalarda veya kredi-banka ve sigorta sorgulamalarında ve tabi özel hayatımızda..
Yalanı söylenildiği anlamak o kadar kolay değildir. Beden dili uzmanlarının klişe öğretilerinden yola çıkıp bir harekete bakıp karşımızdakinin yalancı olduğunu düşünmek yanıltır. Makyavelist lerin (“amaçlar araçları meşru kılar” görüşünü savunan ve amaçlara göre yönetim felsefesini benimsemiş kişiler) ve profesyonel yalancıların yalan söylediğini anlamak güçtür. Ayrıca insanlar haksızlığa uğradığında veya çok strese girdiğinde de yalan söyleyen insanlara benzer davranışlar gösterebilir aradaki farkı anlamak çoğu zaman güçtür. Bu konuda evrensel kurallar da yok.
Freud’ “Görmek için gözleri, duymak için kulakları olan kişi bilmelidir ki, hiçbir ölümlü sır saklayamaz. Eğer dili susarsa parmak uçlarıyla konuşur, ihanet her gözeneğinden sızar.” Yani bakmayı bilmek önemli. Ama beden dilini yalnız başına değerlendirmek uygun olmaz. Beynimiz doğruyu ifade etmek için programlanmıştır. İnsan yalan söylediği zaman onun doğruyu ifade eden aynı zamanda duygu merkezi olan “limbik beyni” doğruyu ifade etmek eğiliminde olur ve bu durum istemsiz davranışların sızmasına neden olur. Yalan başlayınca bir psişik (ruhsal) gerginlik olur. Bu durumda sözlü ve sözsüz davranışlar yalanla ilgili mesajlar vermeye başlar. Birinin yalan söylediğini anlamak için onun normal zamandaki tepkilerini, beden dilini bilmek çok önemlidir.
Bilişsel yük kavramı yalan konusunda önemlidir, bilişsel yük; insan beyninin belli bir an itibariyle zihnine yüklenmekte olan algı miktarıdır. Yalan esnasında bu yük artıyor. Ve bu yük artınca davranışlarda ve beden dilinde fark edilebilir değişiklikler oluyor, hem beden dili hem de sözlü ifadelerden ipuçları;
- Göz bebeklerinde büyüme
- Göz kırpma sayısında artma
- Öksürme ve geniz temizleme
- Gözlerle değil sadece dudaklarla gülümseme
- Gözleri kaçırma
- Yüze sıkça dokunmak
- El ve ayak hareketinde azalma
- Vücut hareketlerinde artma, sallanma
- Terleme
- Kızarma
- Yaka ile boyun ile oynama
- Karşıdaki kişiden uzaklaşma
- Söz ve beden uyumunda sapmalar
- Giysi ve aksesuar ile oynama, çekiştirme
- Gözleri gereğinden sık ovuşturma ve kaşıma
- Nefes alış veriş ritminde değişiklik
- Parmak çıtlatma
- Dil sürçmesi
- Konu değiştiğinde gerginlikte azalma ve rahatlama
- Şaşırmış, korkmuş ya da mutluymuş rolü yapıyorsa, yüzünde beliren ifade ağız çevresi ile sınırlı olur
- Yemin etmek
- ‘’Doğruyu söylemek gerekirse’’ ifadesini kullanmak
- Yalan söyleyen kendisi soru sormaz
- ‘’Niye yalan söyleyeyim ki’’ ifadesini kullanmak
- Sorunun tekrar edilmesini talep etmek
- ‘’Beni yanlış anlamayın’’ ifadesini kullanmak
- İlgiyi dağıtmak için şaka yapmak
Bu davranışların hiçbirisi kişinin mutlak suretle yalan söylediğinin objektif delili değildir. Beden dilinin vermiş olduğu bu tepkiler sadece yalan söylüyor olma ihtimaline dair ipuçlarıdır, ispat değildir. Özetle muhakeme etmek ve doğru değerlendirmek önemlidir.