14 Mart tıp bayramı vesilesiyle Tüm hekimlerin ve sağlık çalışanlarının bayramlarını kutluyor, emeklerine teşekkür ediyor, eksik olmayın sağlıklı ve mutlu olun diyorum. Bugüne özel yazım hekim hasta iletişiminin incelikleri.

Hacettepe merkez kampüsündeki öğrencilik yıllarında başladı sağlık camiası ile yakınlığım, Başkent Üniversitesi hastanesindeki yöneticilik yıllarımda pekişti ve sonrasında yüzlerce hastanede verdiğim danışmanlık ve eğitimlerle sağlık sektörü ve sağlıkçılar çok sevdiklerimden oldular. Son yıllarda hastanelerde  verdiğim eğitimlerde katılımcılardan gelen geri bildirimler, basından takip ettiğim vahim hadiseler, değerli kayıplar ve dost sohbetlerindeki paylaşımlar  sağlık çalışanlarının  mesleki yabancılaşma ve tükenmişlik konusunda ciddi sıkıntıları olduğunu  gösteriyor. Bunun pek çok sebebi olduğu aşikar ama ben bu yazı ile bilhassa hekim- hasta iletişim kalitesinin artmasının sağlık çalışanlarının iş doyumuna ciddi katkısı olacağı kanaatindeyim. Hasta-hekim iletişim kalitesinin artması, her iki tarafın da mesajlarının kolay ulaşmasını sağlar. Aksi durumların sağlık çalışanlarına  çok ciddi bir duygusal yük getirdiğini ve hastalarda da memnuniyetsizlik yarattığını  hastanelere her girişimde gözlemliyorum. Kendim İngiltere’de yaşayan birisi olarak çok objektif şunu söyleyebilirim; ‘’Türkiye’nin İngiltere’den nesi iyi?’’  diye sorulduğunda,  ilk cevabım ; ‘’Hastane ve doktorları’’ oluyor. Ama daha mutlular mı diye sorarlarsa cevabım ‘’hayır’’ olur.

Doktor-hasta iletişimi konulu sunumlarımda izlettiğim bir video var. 2012 yılında Prof Dr Ahmet Dinççağ hocamızın hekimlere yaptığı 56 dakikalık bir konuşma. Hipokrat’tan  can alıcı alıntılar, hastayı anlamak, buzları kırmak, algıyı yönetmek, incitmeden anlatmak  her şey var içerikte. Çok uzun bir sunum olmamasına  rağmen doktor hasta iletişimi konusunda harika ipuçları veriyor olması nedeniyle hekimlerce izlenmesi için bir saat ayırmaya değer diye düşünüyorum. Link;  https://www.youtube.com/watch?v=je0B4S-51U4

Ahmet Hoca doktorlara hastalar neler bekliyor anlatırken biz hastalardan hekimler neler bekliyor bakalım.  Zira hasta hekim iletişiminin iki tarafı var. Tarafların her ikisi de iletişim odaklı yaklaştığında güzel şeyler olur. Google da hekimler hastalardan neler bekler yazdığınızda çok da bir şey çıkmıyor. Bu sebeple yazımın kendi gözlemlerimce faydalı olacağı kanaatindeyim ama eminim okuyan hekimlerin eklemek istedikleri daha farklı şeyler olacaktır.

Konfüçyus ‘’ İnsanlar beni anlamıyor diye kaygılanmam, ben insanları anlamaz isem kaygı duyarım’’ der. Anlaşılmayı beklemek yerine biz hastalar hekimlerin bizden neler beklediğini ve neyi neden yaptıklarını, gerçekte nasıl bir meslek grubu olduklarını, nelere üzüldüklerini anlamaya çalışalım.

  1. ‘’Ya doktorlar hastaların ölümüne artık alışmışlardır, üzülmüyorlardır bile, çok normal geliyordur’’ sık duyduğum bir varsayım. Doktorlar, hastaları öldüğünde gerçekten çok üzülüyorlar, ağlayanını da gördüm, günlerce içine kapanıp aile ve dostlarını bile görmezden geleni de. Öyle bir duygudan arınmış, hastayı işin bir parçası gibi gören bir yaklaşımları yok.
  2. Polikliniğe veya vizite geç gelen hekimin durumu hastasını önemsememek, zamanlamaya dikkat etmemek yada gayri ciddi çalışmakla ilgili değil büyük bir çoğunlukla ona daha çok ihtiyaç duyan acil bir hastaya müdahale etmekle yada uzayan ameliyat, bitmeyen hastalarla ilgilidir.
  3. Hastalar karşılarında, kıyafeti , saçı, başı traşı ile mis gibi bir hekim görmek istiyorsa, doktor da sigara kokmayan, ağız hijyenine özen gösteren, duşunu almış, kılını tüyünü temizlemiş, temiz çamaşırlarını giymiş, ter kokmayan hasta ister.
  4. Doktor, hastası içerideyken durmadan kapının çalınmasını, hastasının mahremiyetine değer verilmemesini ve odaya pat dalınmasını yada girmek için müsaade istenmesini istemez.
  5. Hasta, kendini ifade edebilecek yaş ve sağlık durumundaysa doktor yanına maaile girmenin, hasta adına konuşmanın doktorun hoşuna gitmeyecek davranışlar olduğu tahmin edilmeli.
  6. Doktor, hastasından güven, düzen ve uyum bekler. Bilgiyi ve tedavi yöntemini  komşudan, Google dan, arkadaştan değil direk kendisinden öğrenmenizi ve tedaviye uymanızı ister. ‘’Ben Google dan baktım yazdığınız doz yüksek ve olumsuz etkileri olduğu için yarıya düşürdüm’’ derseniz, hekimi üzersiniz.
  7. Hasta, doktorun kendisini dinlemesini ne kadar arzu ediyorsa doktor da hastasının kendisini çok iyi dinlemesini, anlamasını ve kafasında soru işaretleri varsa sormasını ister. Hekimler  araştıran, soran ve teslimiyetçi olmayan yeni nesil hastalara alışık. Sorun, ama üslubunca ve doktorun tıbbi bilgisini tartıya çıkarma nezaketsizliği yapmadan.
  8. İyileşmek en büyük beklentimiz. Doktorun da en temel amacı hastasını sıhhate kavuşturmaktır. Anca bazı durumlarda, ağır vakalarda, komplikasyonlarda (hasta ve doktorun elinde olmadan gelişen, istenmeyen durumlar)  hemen hekim suçlanmamalı. Zira cahil olan suçlar, arif ise işin hikmetini anlamaya, idrak etmeye çalışır.
  9. Araya sürekli tanıdık ve aracı koyarak aynı hastanın durumu ile ilgili bilgi almak, ayrıcalık istemek, aynı bilgileri defalarca teyit ettirmek bir hasta yakını için bazen duygusallıktan beslenen bir zaruriyet olur ama doktorun işin yapmasını zorlaştıran ve yoran bir durum oluşabilir.
  10. Az tetkik istedi, ilaç yazmadı, şuna bakmadı gibi sizin açınızdan tedavinin şartlarını belirleyici tanımlamalarla doktorun hizmetini değerlendirmek  hem nezaketsizliktir hem bilimsel bir değeri yoktur.
  11. Korku, panik, endişe ve utanma gibi duygularınızı hekiminize samimiyetle ifade etmeniz iletişim sürecini kolaylaştıracaktır.
  12. Anlamamış olmak, yada anlamadığını göstermek bir hasta için utanılacak bir durum değildir. Hiçbir hekim anlamamayı tuhaf karşılamaz. Bir gün, bir çift kucaklarında çocukla pediatri kliniğinden çıktı ve adam eşine’’ sen bir şey anladın mı anlattıklarından, ben hiçbir şey anlamadım’’ dedi. Eşi de’’ aynen valla’’ dedi. Muhtemelen aynı samimiyeti içeride gösterseler hekim yardımcı olabilirdi.
  13. Hekime ulaşmak ve bilgi almak bir ihtiyaç ama ihtiyaç ve istek arasındaki farkı bilmek önemli. Acil durumlar hariç, gerekli gereksiz her konuda, ivedilik teşkil etmeyen durumlarda münasebetsiz saatlerde ve uygun olmayan kanallardan hekime ulaşmak, uygun musunuz diye destur almadan konuya girmek uygun değildir, ihtiyaçtan ziyade istektir.
  14. Vücudun biyolojik saatine aykırı saatlerde çalışmak oldukça yorucu, ruhen ve fiziksel olarak da yıpratıcıdır. Sabahın 04.00 ında acil servisteki hekimin size ilgisiz gelmesi bundan ve o saate kadar gösterdiği çabanın yorgunluğundan olabilir.
  15. Hekimlerin çoğu hasta memnuniyetini fazlasıyla önemser. Dolayısı ile sizi üzen ve kendinizi iyi hissetmemenize sebep olan yaklaşımlar, uygulamalar veya aksaklıklar olması halinde doğru üslupla doktorunuzla konuştuğunuz takdirde yaklaşımının pozitif ve iyileştirmeye yönelik olduğunu göreceksiniz.
  16. ‘’Hekimlerin tamamı çok zengin, ekonomik sorunları olmayan ve çok iyi para kazanan insanlardır’’ hekime bakıştaki yanlış değerlendirmelerden birisi. Onların da ödemesi gereken faturaları, ev kredileri ve okul taksitleri var. Ayrıca ödedikleri manevi bedel ve harcadıkları süre, yaptıkları riskli işle değerlendirdiğinizde iyi kazandıklarını söylemek haksızlık olur.
  17. Sıhhatli insanın idraki de kuvvetli olur, hastalık sinirleri zayıflatır ve idraki azaltır. Durum böyle olunca hasta hekim iletişiminin kalitesi de bozulabilir. Dolayısıyla hasta olarak hekimi değerlendirirken veya yaklaşımlarınızda hastalığınızınız ve hassasiyetlerinizin etkisi olabileceğini düşünmeyi ihmal etmeyin.
  18. Türkiye de hastalardan daha çok hasta yakınlarının problem yarattığı bariz. Dolayısı ile hasta yakını kimliğimizle de nezaketli, soğukkanlı ve iletişim yanlısı olmayı ihmal etmemeli.

Son olarak şunu söyleyeyim; İngiliz NHS (Uluslar arası sağlık sistemi) tarafından eğitimlerde verilen çok basit bir formül vardır. Patients attitude and behavior+doktor’s treatment= recovery yani Hastanın tutum ve davranışları+doktorun tedavisi= sıhhate kavuşma. Hekim hasta iletişimi çok kıymetli ve emek verilmesi gereken bir süreçtir. Emek vermeyi unutmayın. Doktorları vurmayın.

Yazar

Hacettepe Üniversitesi İİBF den başlayan gelişim yolculuğum yurt dışında aldığım uzmanlık eğitimleri ile devam etti. İngiltere South Essex Collage (işletme ve yönetim kursları) ve The Coaching Academy (kurumsal koçluk) ve Oxford Üniversitesi (Liderlik gelişimi ve yönetimi) programlarını tamamladım.

Yorum Yap

Kategoriler

Son Yazılarım

Bilişsel Çarpıtmalar
5 Ocak 2023
Nefes ve Meditasyon
11 Eylül 2022
McKinsey Teknoloji Trendleri – 2022
8 Eylül 2022

Son Yorumlar

Meryem

Deneyimlerinizi paylaşmanız ve bilmeyenlere yol gösterdiğiniz için çok teşekkür ederiz. Kesinlikle bazı insanlara dokunduğunuzdan emin...

Leyla

Kaleminize sağlık arkadaşlar.her şey Zihnimizdeki otomatik pilotu fark etmemizle başlıyor.

Resul Korkmaz

Hülya Hanım merhaba. Aksa için verdiğiniz Liderlik eğitimi ile ve bu makaleyi okuyunca ilk aklıma...