İş hayatında en çok hangi lafı duydun derseniz; ‘’enkaz devraldım’’ derim. Bir gün de duymadım; ‘’ benden önceki oldukça sistematik çalışmış, her şey yolunda’’ diye. Obama bile Bush dan enkaz devraldığını ,ifade etmişti. Bakınız hangi hükümet kurulsa söylem budur, hangi belediye başkanı değişse, hangi teknik direktör atansa, hangi müdür hangi memur görevi devir alsa fark etmiyor herkesin elinde bir enkaz var. Gerçekten bir enkaz mı vardır? Sorun usul ve çalışma metodolojisi farklılığı mıdır? Vakit kazanmanın bir yolu mudur? Devir teslim süreçlerinin yönetilememesi midir bilmiyorum. Bu durumun manayı mefhumuna en iyi hizmet eden atasözümüz ‘’ Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış’’ dır. Enkaz devir alınmış olabilir ancak makul süreler dahilinde hala çözülmemiş sorunlar, yığınla uygunsuzluk, tekrar eden şikayetler ve aynı tür hatalar mevcut ise sizin de bir enkaz devri yapacağınız aşikardır. Bunu çok güzel anlatan bir hikaye var.
Şirkette eski genel müdür kovulmuş, yeni bir genel müdür atanmıştı. Eski müdür görevi devrederken, yenisine tavsiyelerde bulundu ve 3 adet zarf verdi. Her biri numaralandırılmıştı. Eski müdür yenisine ileride her başı sıkıştığında bir zarfı açmasını söyledi. Ve yeni müdür işe başladı. Altı ay işler yolunda gitti. Fakat sonra satışlar birdenbire düştü. Ne yapacağını bilemeyen yeni müdür, en sonunda 1. zarfı açtı. Zarfta şöyle yazıyordu:
‘’Kendinden önceki müdürü suçla’’ Yeni müdür hemen bir basın toplantısı ayarladı ve sorunlar için kendinden önceki müdürün politikalarını suçladı. Basın ve borsa bu açıklamalara olumlu baktı, şirket hisseleri toparlandı, bu arada da satışlar düzeldi. İşler bir süre daha yolunda gitti. Fakat sonra imalat sorunları çıktı. Önceki olaydan tecrübeli yeni müdür gecikmeden 2. zarfı açtı. zarfta şu yazıyordu:
‘’Şirketi yeniden organize et’’ Yeni müdür reorganizasyonu uygulamaya koydu, sorun çözüldü. Bir süre sonra işler yine bozuldu. Yeni müdür koşa koşa gitti ve 3. zarfı açtı:
‘’3 zarf hazırla’’