Kurumsalda çalışırken de sonrasında kendi girişimimle devam ederken de, olağan dışı bir durum yoksa işe tam saatinde başlamak ve tam saatinde sonlandırmak her zaman tercih ettiğim bir durum oldu. Eğitimlerime gelenler bilir geç de kalmam, insanları sınıfta bir dakika bile fazla tutmam, araları mutlaka ve tam kullandırırım.

Seneler evvel yöneticim akşam işten çıkarken kapıda yakaladı ”Maşallah ya, bakıyorum da saatini 1 dakika geçirmeden kapıdasın daima.” dedi. “Evet ama bir dakika geçirmeden de sabah içerideyim, burada olduğum saatlerde etkili ve verimli çalışıyorum.” diyememiştim o toylukla.

Nedir bu uzun saatler iş yerinde ya da iş yaparak zaman geçirmenin yüceltilmesi? Gece gelen raporun çalışkanlık göstergesi olarak değerlendirilmesi ya da hafta sonu bile ofiste olmanın alkışlanması, iş yaşam dengesini bozan çalışanların örnek gösterilmesi, hatta birileri yapıyor diye tanımlı sürelerde çalışanların yerilmesini anlamak güç.

Optimizasyon ve denge hayatın bizden talebi. Bunlara sırtımızı dönünce hayattan alacaklarımızı psikolojik oyunlarla alma eğilimimiz olabiliyor. Kimi zaman bir kurban kimi zaman kurtarıcı bazen de suçlayıcı. Oysa bütün rolleri elimizin tersi ile itip, “Ben, ben olma rolüne talibim.” demek bize iyi gelecek.

Tüm ilişkilerde alma ve verme dengesi bozulduğunda diğer dengeler de olumsuz yönde etkilenir. Fazla fedakarlık yapan kişi maddi veya manevi alacaklı hissedebilir ve tahsilatı yapamayınca tükenmişlik sendromu ile boğuşmaya başlayabilir. Ne yazık ki çok değerli ve yetenekli insanlar çoğu zaman bu şekilde kaybedilir.

Sene olacak 2022, geleneksel yaklaşımları gözden geçirmeli. Bir yandan esnek çalışma, uzaktan çalışma derken diğer yanımızla çalışanı uzun saatler elinin altında isteme isteği bu dönem için fazla çelişkili. O zaman neye başlamanın vakti geldi?

 

LinkedIn’de paylaştığım gönderime gelen çok değerli yorumlardan birkaç tanesini de paylaşmak istiyorum. Siz de düşüncelerinizi paylaşmak isterseniz gönderiye buradan ulaşabilirsiniz.

 

Yıllardır pek çok firma performans değerlendirme sistemlerini, kurumsal hedef yönetimini “mış gibi” uyguluyor. Bunlar “mış gibi” yapıldığı için çalışanların geldiği, çıktığı, mola verdiği saatler, akşam, hafta sonu ve izinde olduğu günlerde iş için harcadığı zaman, yöneticilerin iş yönetimi ve takibi konusunda kendilerinin/kurumun yetersizliğini kapatacak parametreler haline geliyor.

Tüm ilişkiler bir alışveriş dediğiniz gibi. İş ilişkisinde neyin alışverişini yaptığımızı hatırlamaya, netleştirmeye ve odağımızı buna göre düzenlemeye ihtiyacımız var:
* Çalışanın hayatından bize adayacağı zamanına karşılık maaş ödemeyi mi istemiştik?
* Yoksa kurumsal hedeflerimize ulaşmak için belirli iş çıktılarını almaya karşılık mı anlaştık?
* Almak istediğimiz “zaman” mıydı, “katkı / iş çıktısı” mıydı?

Alış verişin hesabını gerçek değer ölçüsünden yapamayınca başlıyoruz dakikaları saymaya.

“mış gibi” sendromunu bırakıp içi boşalan kavramları, sistemleri, uygulamaları yeniden tanımlamak ve “gerçekten” yapmaya başlamak bizi kazan – kazan ilişkisine götürebilir.

2022’de bunu başarabilen firmalar kıymetli çalışanlarını elinde tutabilecek diye düşünüyorum.

-NB

 

İşverenler hep kendileri için çabalayan çalışanlar görmekten keyif alıyorlar. Karşısındakinin bir insan olduğu dinlenmeye, motive olmaya ihtiyacı olduğunu unutup “Neden daha fazla fedakarlık yapmıyorsun? Neden daha çok çalışmıyorsun? “diyorlar. Ancak dönüp baktığımız zaman yapılan “fedakarlık”lara kendilerinin verdiği en ufak bir karşılık da olmuyor maalesef. Böyle bir düzen çalışanların kendilerini değersiz hissetmelerini sağlıyor ve işletmeye olan bağlılıklarını olumsuz yönde etkiliyor.

-İBK

 

Bir laforizma var ” İş eldeki zamana göre genleşir “. Çok severim. Hem çalışanların hem de yöneticilerin düzenli geç çıkışları bu iş daha önce tamamlanabilir miydi diye sorgulamaları gerekir. Gereksiz yapılan her fazla mesai verimsizlik olarak işyerine mutsuzluk olarak kişiye döner.

-EO

Yazar

Hacettepe Üniversitesi İİBF den başlayan gelişim yolculuğum yurt dışında aldığım uzmanlık eğitimleri ile devam etti. İngiltere South Essex Collage (işletme ve yönetim kursları) ve The Coaching Academy (kurumsal koçluk) ve Oxford Üniversitesi (Liderlik gelişimi ve yönetimi) programlarını tamamladım.

Yorum Yap

Kategoriler

Son Yazılarım

Bilişsel Çarpıtmalar
5 Ocak 2023
Nefes ve Meditasyon
11 Eylül 2022
McKinsey Teknoloji Trendleri – 2022
8 Eylül 2022

Son Yorumlar

Meryem

Deneyimlerinizi paylaşmanız ve bilmeyenlere yol gösterdiğiniz için çok teşekkür ederiz. Kesinlikle bazı insanlara dokunduğunuzdan emin...

Leyla

Kaleminize sağlık arkadaşlar.her şey Zihnimizdeki otomatik pilotu fark etmemizle başlıyor.

Resul Korkmaz

Hülya Hanım merhaba. Aksa için verdiğiniz Liderlik eğitimi ile ve bu makaleyi okuyunca ilk aklıma...