Yaşamın diğer alanlarında olduğu gibi iş yaşamında da işleri, süreçleri basitleştirmekten imtina ediyoruz. Karmaşık olanın karizmatik durma ihtimalini seviyoruz.
Anlaşılması zor sunumlara maruz kalıyoruz. Kısa olmayan, sonsuza uzanan mailler alıyoruz. Ürünün özünü ve çözümü anlatmaktan uzak kataloglar, kullanıcı olarak meydan okumamıza neden olan web sayfaları ile sınanıyoruz. “Bir tek ben mi anlamadım bunu?”dedirten eğitimlere katılıyoruz.
‘Az her zaman çoktur’ sözü yalın olanın değerini anlatır. Basitliğin getirdiği anlama kolaylığı ve kullanışlılık hem iş yaşamındaki bireyler hem ürünleri alan tüketiciler olarak ihtiyacımız.
John Maeda’nın basitlik üzerine yazdığı kitap bu ihtiyacımıza yanıt verecek bilgilerle dolu. Kitabın tamamını okuma imkanı olanlara öneririm ama olmayanlar için aşağıdaki özet oldukça faydalı.
Kitapta, basitlik 10 kanun ve 3 anahtar kavram ile birlikte ele alınıyor.
1.EKSİLTME
Basitliği elde etmenin en basit yolu dikkatli bir eksiltmeden geçer.
Basitleştirmek istediğimiz şeyin işlevselliğini ciddi bir kayıp vermeden eksiltebiliyorsak, doğru basitleştirmeye ulaşmış oluruz. Doğru basitleştirme için SHE yöntemini kullanabiliriz.
SHE: Küçült (Shrink), Gizle (Hide) ve Somutlaştır (Embody)
Bir şeyleri küçültmemiz onları mutlak iyi yapmaz ama küçük şeylere karşı daha affedici oluruz ve bizi daha kolay şaşırtabilirler. Teknoloji de küçülmeyi destekliyor ve çok daha küçük ölçeklerde daha çok karmaşıklığa olanak veriyor.
Gereksiz tüm özellikleri ortadan kaldırdıktan sonra sıra karmaşıklığı gizlemeye gelir. Bunun için en iyi örnek İsviçre çakısıdır. Sadece kullanacağınız aleti görürsünüz.
Küçültme ve gizleme sonrası değer kaybolması yaşandığı algısını oluşturmamak çok mühim nokta. Bu nedenle değeri ve kaliteyi somutlaştırmak gerekir. Azı çoğa tercih ettirmemizin sırrı kalite algısındadır. Kaliteyi somutlaştırmak için de iyi malzeme, işçilik ve pazarlama mesajı gerekir.
2.DÜZENLEME
İş yaşamında da, evde de düzenlemenin etkin olmaması kaynaklı verimsizlik, kazalar, stres ve ciddi zaman kayıpları yaşanır. Esasen 5S yada yalın gibi sistemlerin mantığında etkin şekilde kullanılması gereken husus düzenlemedir.
Düzenleme çoklu bir sistemin daha az görünmesini sağlar.
Buradaki kritik soru Ne ile ne uyar? sorusudur. Bunun için SLIP yöntemini kullanabiliriz.
SLIP: Ayır (Sort), Etiketle (Label), Birleştir (Integrate) ve önem sırasına koy (Prioritize).
Post-it’lere SLIP edilecekleri yazdıktan sonra ilk önce gruplara ayrıştırıp, her gruba bir isim vererek etiketleyin, benzer grupları birleştirin ve son olarak da önceliği en fazla olanları tek bir grupta toplayın. Son aşama olan önem sırasına koymada Pareto‘yu kullanarak hayati azınlığa odaklanmalıyız.
Dünyanın en iyi tasarımcıları, bir şeye baktıklarında gözlerini kısarlarmış. Ağaçlardan ormanı görebilmek ve doğru dengeyi bulmak için. Siz de dünyaya gözlerinizi kısarak bakın. Daha az görerek, daha çok göreceksiniz.
3.ZAMAN
Zamandan tasarruf basitlik hissi verir. İş yaşamında çoğu insan sürekli yoğunluktan ve zamanın yetmiyor olmasından yakınır.
Ortalama bir kişinin günde en az 1 saatini beklemeyle geçirdiğini düşünürsek, kim zamandan tasarruf etmek istemez ki?
SHE yöntemiyle zamana bakarsak:
iPod Shuffle’ı düşündüğümüzde, küçültüldüğü için led ekranının olmamasını rastgele müzik dinleme deneyimiyle birleşiyorlar. Yani müzik seçmek için zaman harcamıyorsunuz.
Las Vegas’taki kumarhanelerde saatin kaç olduğunu anlamanıza yardımcı olacak saat, pencere vb. hiç bir şey yoktur. Hepsi gizlenmiştir ve bütün dizayn kumar oynayacak kadar uyanık olduğunuzu destekler.
Bilgisayarda dosya yüklerken çıkan ilerleme çubukları ve bazı eşyalarda kullanılan hafiflik, hız hissi veren tasarımlar da somutlaştırmayı destekler. Örneğin, tost makinesi veya elektirik süpürgesinde uçak dizaynlarının kullanılması (Streamlining).
4.ÖĞRENME
Bilgi her şeyi daha basit hale getirir. Apple markası basitlik ilkesini çok iyi kullanmak ile ilgili verilecek en iyi örneklerin başında gelir. Ancak Steve Jobs ın altını çizerek belirttiği şey bir şeyi basitleştirmenin onu karmaşık ve zor yapmaktan çok daha emek istediğidir. Steve Jobs, ipod un ilk sunumunda GB dan hiç bahsetmeyip “buna 1000 şarkı sığar” demişti. Basit anlatmak derin bilgi ister.
Temel başlangıçtır. Kendinizi sık sık tekrar edin. Umutsuzluk yaratmaktan kaçının. Örneklerle ilham verin. Kendinizi tekrar etmeyi unutmayın, bu öğrenmede oldukça etkilidir.
5.FARKLILIKLAR
Basitlik ve karmaşıklık birbirine muhtaçtır.
Karmaşıklık ne kadar çoksa basitlik bir o kadar öne çıkacaktır. Ama aynı deneyim içerisinde, basitlik ve karmaşıklık arasında doğru dengeyi bulmak zordur. Anahtar, basitliğin ve karmaşıklığın zamanda ve mekanda meydana gelme ritminde saklıdır.
6.BAĞLAM
Basitliğin çevresi merkezinden önemli değildir.
Bu kanun, tasarım sürecinde kaybedilebileceklerin önemini vurguluyor. En çok ilgili gibi görünen şey, etrafındaki başka her şeyle karşılaştırıldığında o kadar da önemli olmayabilir.
7.DUYGU
Daha fazla duygu daha az duygudan daha iyidir. Son yıllarda markaların duygunun önemini daha iyi kavradıklarına dair örnekler görüyoruz ama hala bunun hiç farkında olmadan rasyonel mesajlarla müşteriye ulaşmaya çalışan markaların sayısı hiç az değil.
Basitlik çirkin bir şey olarak değerlendirilebilir. Hatta bizim dilimizde beğenilmeyi tarif etmek için ”Çok basit duruyor” diye bir ifade kullanılır. Annenizi düşündüğünüzde belirsiz renkten ve minimalist formlardan nefret edebilir.
E posta gönderirken hepimizin kullandığı gülen yüzleri düşünün, 🙂 8^) ;-o =) I-D … Gülen yüzler neden ortaya çıkmış olabilir? Metinlerin bu tip süslere neden ihtiyacı olsun? Çünkü insanın duyguyu daha iyi ifade etmeye ihtiyacı var.
iPod ve iPhone basitliğiyle ön plana çıkarken, koruma ve dekoratif amaçlı aksesuarlarının patlama yapması da duygu fonksiyonuna çok önem verilmesi ile ilgili iyi bir örnektir.
8.GÜVEN
Basitliğe güveniyoruz. Amazon CEO su Jeff Bezos müşteriye ulaşacak her şeyde güven yaratacak bir sadelik olmasını önemser ve her içeriği okuyarak bu yeterince basit veya değil anlamında değerlendirirmiş.
“Yüzme öğretmenim bize nasıl yüzüleceğini öğretmedi. Bunun yerine nasıl arkamıza yaslanacağımızı ve suya güvenirliğimizi öğretti. Bir gün ellerimizi ve kollarımızı çırpmamızı söylediğinde yüzmeye başlamıştım. Meğer sadece suya güvenmek gerekiyormuş.”
Yemek siparişi verme stresinin alternatifi Omakase servisi isteyebileceğiniz suşi restoranlarında bulunuyor. Omakase kabaca Sana (Ustaya) Bırakıyorum demek. Bizdeki karşılığı şefin mönüsü.
Dijital dünyada ise Usta’nın yolundan giderken, fazladan rahatlık elde etmek için mahremiyetimizi feda etmeye başladık bile.
9.BAŞARISIZLIK
Bazı şeyler asla basitleştirilemez.
Bazı şeyleri basitleştiremeyeceğimizi bilmek ileride yapacağımız işler için bize zaman kazandırır. Zaten asla basitleştirmek istemeyeceğimiz şeyler de olmalı.
10.BİR
Basitlik, bariz olanı çıkarıp anlamlı olanı ekleme işidir.
Üç anahtar; Uzak, Açık, Güç basitliğin geleceği açısından önemli teknolojik belirleyicilerdir.
Çok olan, uzağa, çok uzağa gönderildiğinde daha az gibi görünür. Google’ın veri tabanı ağına erişmek için web tarayıcınıza basit bir metin girmemiz yeterli. Dolayısıyla, sonucun yakında tutulup asıl işin uzak bir yere gönderilmesiyle bir deneyim basitleştirilmiş olur.
Açıklık karmaşıklığı basitleştirir. Bir Linux uzmanının söylediği; Windows bozulduğunda kapalı kaynak olduğu için kendi başınıza düzeltemezsiniz ama Linux ile bu mümkün sözünü düşünelim. Esasında bu bilgi biraz aldatıcı. Çünkü normal kullanıcı Linux yazılımına girerek en basit hatayı bile düzeltemez. Ama internette Linux ile sorununuza yanıt verecek binlerce uzman olduğu için Windows’takinden daha hızlı çözüme ulaşabilirsiniz. Dolayısıyla, açık bir sistemle, çok olanın gücü az olanın gücünden daha ağır basabilir.
Daha az kullanın, daha çok kazanın. Bireysel olarak daha az güç kullanarak buna destek verebiliriz. Basit aletler elde etmek istiyorsak onları güce olan bağımlılıklarından kurtarmalıyız. Gücü az kullandıracak çözümler insanların ilgisini çekecektir.
Kitapta, Marc adında bir MIT öğrencisi, barınaklarda, hayatlarının sonuna gelmiş yoksul insanlara gönüllü olarak yardım ediyor. Marc barınaklarda çalışırken, her hastanın yatağının yanında bir raf olduğunu ve dünyadaki bütün mal varlıklarının bu rafa sığdığını fark ediyor. Bu raflarda sürekli gördüğü bir yüzük, bir fotoğraf veya başka bir yadigardan ibaret. Bunun sonunda Marc, önemli olan tek şeyin hatıralar olduğu sanısına kapılıyor.
Hayat karmaşık olabilir, ama sonunda, Marc’ı dinlerseniz hayat basittir.
Ve ingilizler ise içselleştirdikleri KISS kuralını (Keep it simple stupid) izah ederken ne yaptığın yada anlattığın mühim değil, bir aptalın bile anlayacağı kadar basit olmalı diye mizah yaparlar.
Kaynak:
John Maeda/ Basitlik kanunları kitabı
Ata Hascan blog/ Basitlik kanunları yazısı