Birisi bana maaş nedir diye sorsa; ‘’dolgun olanının makbul olduğu ama kimseyi tatmin etmeyen şey’’ diye tanımlardım. Bugüne kadar kimse ile tanışmadım ki ‘’ maaşım hakikaten çok iyi’’ düşüncesinde olsun. Emeğin nakite çevrilmiş hali olan maaş hep yetersiz bulunur ve hep emeğin karşılığı olmadığı düşünülür. Keşke ihtiyaca göre verilseymiş ama namümkün.
Konunun şirketlerde önemli bir kaygı kaynağı olması, şirketleri dedikodu kazanına çevirmesi sebebi ile bir blog yazısı olmak için fevkalade uygun olduğunu düşündüm. ‘’ Aaaaa, bizde gizlidir, kimse birbirinin ne aldığını bilmez’ iddiasının ne kadar gerçekçi olduğunu ve kaç şirketin bunu başardığı konusunu tartışabiliriz. Genelde, herkes farklı kaynaklardan beslenerek bir şekilde kim ne alır öğreniyor. Şirketin çapı ve sektörü fark etmeksizin hemen her yerde çalışanlar arasında hep bir mukayese, hep bir merak vardır diğerlerinin ne kazandığına dair. En profesyonel takılıp, etik konusunda söylemleri olanlar bile mevzu maaş oldu mu ilginç bir merak içine girer. Şirkete yeni başlayan kişi halinden gayet memnundur, ta ki diğerlerinin maaşlarını öğrenene kadar. Maaşını kendince düşük bulan kişi kendini kandırılmış ve suiistimal edilmiş hisseder. Öte yandan çalışanlar yeni biri başladığında maaş öğrenme gayretine girer ve öğrenilen maaş kendisininki ile kıyaslandığında hak edilmemiş ise (kendince) yine aynı değersizlik ve suiistimal duyguları kabarır ve özgeçmişler açık moda alınır. Zam dönemlerinde dedikodular, söylentiler zirve yapar.
Maaş kıyaslaması yapılır ve beklentiler dillendirilirken bazen insanların rasyonel düşünceden son derece uzak ve sübjektifliğin son noktasında olduğunu gözlemliyoruz. Peki, nedir maaşı belirleyen kriterler? Yaptığınız iş, kattığınız değer, uzmanlığınız, tecrübeniz, işin riski, çalıştığınız sektördeki arz ve talep dengesi çerçevesinde sizin türevinizde kişilerin ortalama ücretleri, bulunan şehir, yabancı dil seviyeniz, pozisyonun önemi, gösterilmesi gereken performans, sorumluğunuz, stres düzeyiniz. Bu liste uzar gider.
Hak ettiğiniz değerin ne olduğuna karar vermek için araştırma yapın. İş görüşmelerinde ücret talebinizi gerçekçi olarak ifade etmekten imtina etmeyin. Maaş artış talebi ile İnsan kaynaklarının veya yöneticinin kapısını çalmadan evvel durumun objektif fotoğrafını çekerek talep edin. Ve şu gerçeği unutmayın ; sürekli maaş konuşmak, ücrete aşırı takılmak, şirket içinde ha bire bu konudan seri dedikodu üretmek evvela sizi mutsuz eder ayrıca kişisel itibarınızı sarsar. Emin olunuz kimin neyi konuştuğu, hangi bilgileri nerelere servis ettiği yönetenler tarafından ve diğerleri tarafından biliniyor.
Özetle; enerjiyi ‘’ sen ne alıyorsun, o ne alıyor, buna ne vermişler’’ söylemlerine sarf etmek yerine kendi kişisel değerinizi iyi şeyler talep edecek, pazarlık yapabilecek kıvama getirmeye harcamak oldukça akıllıca. Maaş hususuna çok takılanlardan iş doyumuna ulaşıp, mutlu olanı görmedim. Zira bu amansız hastalık hep daha fazlasını hak edildiği düşüncesinden beslendiği için sonu olmayan bir garip haleti ruhiye durumuna geçebiliyor. Her zaman hakkaniyetli bir ücret sistemi var mı? Çok zor. İki tarafında sağlıklı değerlendirme yapması ve objektifliği zaruriyet.