İş yerinde kritik konuların yönetimi

Bu hafta son derece üzücü bir haberle sarsıldı Türkiye. Kayseri de lise öğrencisi Cansel in öğretmeni tarafından tecavüze uğradığı ve konuyu taşıyamayarak hayatına son verdiği  haberi yürekleri dağladı. Ben konunun iş hayatıyla ilgili kısmına değinmek istiyorum. Konuya da ‘’İş yerinde  kritik konuların yönetimi’’ demek istiyorum.

Her hadisenin ilgili tarafları vardır. Cansel in hazin hikayesinin de. Bu tarafları; Cansel, öğretmen, okul yönetimi, Cansel in ailesi, Öğretmenin ailesi, diğer öğrenciler, milli eğitim bakanlığı, polis, yargı. Bir olayda tüm tarafların farklı fonksiyonları vardır ve bazılarının krizi yönetmek üzere önemli misyonları vardır. Bu hadisede krizi yönetmesi gereken okul yönetimiydi ve yönetemedi. Size kendi başımdan geçen üç ayrı olayı ve üç ayrı tarzı anlatarak bu konuların doğru ve yanlış yönetimine dair yaklaşımlara dikkat çekmek isterim.

Lise son sınıftayım. Bir gün okul müdür yardımcısı beni sınıftan çağırttı. Odasına girdim, beni baştan aşağı şüpheyle süzdü ve aynen şöyle bir cümle kurdu; ‘’Hülya bugün iki tane  sivil polis geldi ve seni sordular, niye geldiler, ne halt ettin?’’ Başından aşağı kaynar su inme değiminin gerçekten vuku bulduğu bir an yaşadım. Ve ‘’ niye sordular ki, benim polislik neyim olabilir hocam’’ dedim. ‘’ o da ; ‘’ sen söyleyeceksin, öğreneceğiz’’ dedi. Neyse, çok üstelemeden kovar tarzda ‘’çık dışarı’’ dedi. 1990 lı yıllarda polis tarafından soruluyor olmanın ne anlama geldiğini  o yılları bilen bilir. Ben şoke olmuş vaziyette sınıfa gittim. Etliye sütlüye karışmayan, kendi halinde , orta sınıf bir aile çocuğu olarak bu  polis konusu beni aylarca delirtti, hatta depresyona girdim. 17 yıllık hayatımı gözden geçirip ne yaptım ki polis beni sordu diye düşündüm geceler boyu.  Aileme anlatmadım zira onları da endişelendirmek ve tabi kendimle ilgili şüpheye düşürmek istemedim. Hatta garip bir suçluluk psikolojisi ile arkadaşlarıma da söylemedim. Çocuk aklıyla al ver, al ver. Bu yaşlar ilginç vesselam genç desen değilsin, çocuk desen değilsin. Ergensin yani tam araftasın. Psikolojik durumun bozulmaya son derece meyilli. Ergenlik döneminde ergenin duyguları zaten karmaşık olduğu için içinde bastırdığı çatışmalar üzerine bir de travma eklenirse baş etmesi çok güç olabiliyor. Tam da bu sebepten ergen psikolojisi ve gelişimi açısından bilgisi ve farkındalığı iyi olan, ehil  eğitimcilere ne çok ihtiyaç var. Gelelim benim hikayenin sonuna;  yaklaşık 5 ay sonra beni bir gün koridorda gören hoca çağırdı; ‘’Ben sonradan öğrendim senin mevzuyu ama seni görmeyince aklıma gelmedi. (Benim için bunun ne kadar önemli olabileceği aklının ucundan dahi geçmiyor bu eğitimcinin) Sen bir gecede sunuculuk yapmışsın, bazı şiirler okumuşsun ondan seni tahkik etmişler, kendine çeki düzen ver, sakın sol sağ işlerine bulaşma’’ dedi. Küçük yaşlarımdan itibaren  nerede bir program olsa topluluk karşısında konuşma rahatlığım sebebiyle sunumları ben yapardım, bu da böyle bir geceydi ve Ahmet Arif in 4. ölüm yılı münasebetiyle konsepti birkaç şiiri ile süslemiş ve benden okumamı rica etmişlerdi. Hikaye bu. Ortada marjinal bir toplantı yada grup yok. Ama hadisenin  bende yarattığı travma, hocanın yaklaşımı hayatımın geri kalan kısmında tam bir apolitik tip olmamın müsebbibidir ve  bu mevzu bilinçaltı çöplüğünde tatsız vaziyette duran bir anı.

 

Okuduğum habere göre Cansel olayı okul yönetimi ve rehber öğretmenlerle paylaşır ve konunun itibar yönetimi çerçevesinde yürütülmesine karar verilir ve Cansel’e konuyu 2 gün içinde ailesine aktarması aksi halde kendilerinin aileye bilgi vereceği söylenir. Cansel okulda fenalaşır, bayılır. Bütün bunlar olurken okul yönetiminin basiretsizliği yukarıdaki yaşadığım hadise ile mukayese edilirse 20 yılda bir arpa boyu yol alınmadığının aleni göstergesidir. Basından öğrendiğimiz boyutuyla mevzu  hakikaten böyle yürütüldüyse yazıklar olsun.

Gelelim başımdan geçen ikinci konuya. İş hayatımın ilk yılları, bir büyük kurumda çalışıyorum. Üniforma sayımı içi girdiğim bir depoda orada çalışan iki personeli aralarında bir münasebet olduğunu alenen anlayacağım bir vaziyette gördüm. Kapıyı kapayıp çıktım. İki saat sonra kadın yanıma geldi ve ‘’Hülya Hanım ikimizde evli ve çocukluyuz, gözünüzü seveyim bu konuyu unutun” diye iki gözü iki çeşme ağlıyor. Ertesi gün direktör ile paylaşma kararı verdim. Yanına gittiğimde çok soğukkanlı şekilde dinledi. Şaşırmadı, ayıplamadı, kızmadı. Bana insan kaynakları açısından  böylesi kritik konuların nasıl yönetileceğine dair önemli bir ders verdi. Yardımcısını aradı. Ve ‘böyle bir olaya var, konu bu üç kişi arasında kalacak’ dedi. Bana dönerek; ‘’ bak Hülya böyle mevzular kritik öneme haizdir. Bu tarz durumları iyi yönetemez isek cinayet, dayak, intihar, kan davası bir sürü tatsızlık olabilir. Bunlar kriz çıkacak konular, bunları ince nakış gibi işlemeli. Biz ahlak bekçisi değiliz, yargılama hakkına da sahip değiliz ancak böyle mühim bir konuyu görüp umursamayacak bir kurum hiç değiliz. Şimdi ben bu iki kişiyi her hangi bir ödeme yapmaksızın işten çıkarabilirim ama böyle yapmayacağım. Önce beyefendinin haklarını ödeyerek bu kadroya ihtiyacımız kalmadığını bildirelim biraz zaman geçsin hanımefendiyi gönderelim’’ dedi. Aynen böyle suhulet içinde kişilerin kurumdan uzaklaşmasını sağladı ve bu konuyu bir daha hiç konuşmadık.

Gelelim yaşadığım son olay. Geçen yıl İngiltere  nin büyük zincir mağazalarından birinde kasadaki kasiyerle kısa bir sohbetim oldu. Nerelisin vb derken, kısa bir Türkiye konusu yaptık. İngilizler kısa süreli sohbeti çok sevdikleri için hiç yadırganacak bir durum değil. Ödemeyi yaptım ve tam fişi verirken kasiyer; ‘’ whats up kullanıyor musun’’ dedi. Beni gayet safça herhalde whatsup kullanıcılarına özel bir kampanyaları var diye düşünüp ‘’evet’’ deyince faturanın arkasına telefonunu yazıp bana verdi. Mağazadan son derece rahatsız olmuş şekilde ayrıldım. İki  gün sonra fişi alıp gittim müdürü buldum. Konuyu anlatına gözleri büyüdü ve  ‘’Bu bir taciz, gerçekten hayal kırıklığına uğradım’’ dedi. Bu aşamadan sonra süreci o kadar profesyonelce yönetti ki böyle riskli konuların yönetimi konusunda fukara olan herkes öğrensin diye yazıyorum. Üzüntü, özür ve itirazsız kabul ediş kısımlarını geçtikten sonra bu konuda yazılmış bir prosedürümüz var deyip bana kısaca prosedürü anlatarak  bu süreçteki en önemli şeyin benim psikolojimin bozulmaması ve bilgilerimin güvenli kalması ayrıca  başka bir kadının bu şekilde rahatsız edilmemesi için gerekli reaktif tüm tedbirlerin alınması olduğunu söyledi. Sürecin devamında genel merkezden aranmamın beni rahatsız edip etmeyeceğini sordu. Ben de bu mevzunun içinde daha fazla yer almak istemediğimi söyledim. Saygıyla karşıladı. O şahsı o mağazada bir daha görmedim.

Bir kötü, iki iyi kritik konu yönetimi vakası paylaşmaya gayret ettim sizlerle. Gayri ahlaki ilişkiler, namusa dair mevzular, hırsızlık, yolsuzluk, cinsel istismar vb gibi konuların insanın olduğu yerlerde olması  kaçınılmaz. Bunları dedikodu malzemesi yapmak, konunun ilgili taraflarını yargılamak, ahlak bekçiliğine soyunmak, tehdit etmek, yayılmasına alet olmak, gizliliği sağlayamamak, insan psikolojisini göz ardı ederek yönetmeye çalışmak, suç ispatlanmadan iddialar üzerinden ortalığı bulandırmak  bazen öyle sonuçları doğurur ki bir ömür tesirinden kurtulmak da mümkün olmaz bunun vicdanen sancısı da dinmez.  Özetle, bu mevzuları yönetmek yönünde bir kültür oluşumu tüm kurumların gündeminde olmalı ve ateşle oynanmamalı.

 

Yazar

Hacettepe Üniversitesi İİBF den başlayan gelişim yolculuğum yurt dışında aldığım uzmanlık eğitimleri ile devam etti. İngiltere South Essex Collage (işletme ve yönetim kursları) ve The Coaching Academy (kurumsal koçluk) ve Oxford Üniversitesi (Liderlik gelişimi ve yönetimi) programlarını tamamladım.

Yorum Yap

Kategoriler

Son Yazılarım

Bilişsel Çarpıtmalar
5 Ocak 2023
Nefes ve Meditasyon
11 Eylül 2022
McKinsey Teknoloji Trendleri – 2022
8 Eylül 2022

Son Yorumlar

Meryem

Deneyimlerinizi paylaşmanız ve bilmeyenlere yol gösterdiğiniz için çok teşekkür ederiz. Kesinlikle bazı insanlara dokunduğunuzdan emin...

Leyla

Kaleminize sağlık arkadaşlar.her şey Zihnimizdeki otomatik pilotu fark etmemizle başlıyor.

Resul Korkmaz

Hülya Hanım merhaba. Aksa için verdiğiniz Liderlik eğitimi ile ve bu makaleyi okuyunca ilk aklıma...