Türkiye centilmen bir beyefendisini, değerli bir iş adamını kaybetti. Mustafa Koç un ölümü beni çok üzdü, ilginç bir naif tarafı vardı kendisinin. Bu olay, aynı zamanda çok düşündürdü.
Ülkenin en iyi hastanesinin sahibi olsan dahi bir devlet hastanesinde normal bir vatandaş gibi ölebilirsin. İronik. Mevzu ölüm olunca şartlar birden eşitleniyor. Ben bu zamansız vedadan iki önemli ders çıkardım. Birisi sıhhatin ehemniyeti, diğeri zenginliğin ehemniyetsizliği.
Mustafa Koç’ un bu erken gidişi rahmetli dedesi Vehbi Koç un bir arkadaşına nasihatini akıllara getirdi. Sosyal medya mecralarında şu ara çok yoğun paylaşılan nasihati;
Evin varsa bir sıfır koymalısın varlıklar hanene,
İşin varsa bir sıfır daha koymalısın,
İş seninse üç sıfır daha koymalısın,
İşin iyi gidiyorsa üç sıfır daha,
Araban varsa bir sıfır,
Yazlığın varsa bir sıfır daha,
Daha sıralanabilir sıfırlar hanesi.
Ancak, sağlığın varsa BİR koyarsın başına, bütün
sıfırlar anlamlı bir değere ulaşır. Yoksa sonuç sıfırdır, hiç uğraşmayasın boş yere.
Apple’ın patronu Steve Jobs, 12 Haziran 2005′te, Stanford Ünivesitesi’nin diploma töreninde bir konuşma yapmıştı. Konuşma oldukça uzun tamamının dinlemek isteyenler https://www.youtube.com/watch?v=0quHs9UPqBc linkinden izleyebilir ama ben bir parçasını bu yazıya koymayı istedim.
”Doktorumun bana pankreas kanseri olduğumu söylediği işte o an ilk kez yüz yüze geldim ölümle. Umarım o anı, önümdeki 20-30 yıl boyunca bir daha yaşamam. Fakat ölümle yüz yüze gelme anını yaşamış bir kişi olarak size şunu kesinlikle söyleyebilirim; Kimse ölmek istemez. Cennete gideceklerinden emin olan kişiler bile istemezler ölmeyi. Ancak ölüm, hepimizin paylaştığı bir ortak noktadır. Hiçbirimiz kaçamamışızdır ölümden. Zaten olması gereken de budur. Ölüm, yaşamın en güzel icadıdır. Yaşamın tek ve gerçek değişim aracıdır. Yeniye yer açmak için eskinin ortadan kaldırılması gerekir. Şu anda yeni olan sizsiniz, ancak çok da uzak olmayan bir gün, ‘eski olan’ da siz olacaksınız ve siz de silineceksiniz yaşam sahnesinden. Böyle üzücü ve hatta ürkütücü bir konudan söz ettiğim için üzgünüm ama… Bunların tümü gerçektir.
“Zamanınız sınırlı. O sınırlı zamanınızı, başkasının yaşamını yaşayarak harcamayın. Başka kişilerin düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşanan yaşam, dogmaların tuzağına düşmek demektir. Başka kişilerin düşüncelerinin gürültüsü, içinizdeki kendi sesinizi bastırmasın. Daha da önemlisi, yüreğinizin ve sezgilerinizin peşinden gidebileceğiniz denli bir cesarete sahip olun. Sizin gerçekten ne olmak istediğinizi ve nereye gitmek istediğinizi, en iyi onlar biliyorlar çünkü… Yüreğiniz ve sezgileriniz… Onlara inanın, onlara güvenin’’
Güzel ifade etmiş. Mutlu ve iyiliklerle dolu bir ömür yaşamaya gayret etmeli. Hırsların ve kaygıların sanki 1000 yıl yaşayacakmışız gibi bizi azaltmasına, hasta etmesine, köle etmesine izin vermemeli. Bir süre evvel bir makalede insanın geçimini sağlayacak kadar paradan sonraki paranın ve varlığın mutluğuna olumlu bir katkısı olmadığı gibi para ve varlık arttıkça onu korumanın ve çoğalmanın ekstra kaygılar verdiğini okumuştum. Kati suretle aynı fikirdeyim.
Çok zengin bir iş adamı hayatta iken evlatlarına cenazesi esnasında yapılacak bir istekte bulunur , isteği; mezara çorapları ile gömülmek ve sonra bırakacağı bir mektubu hep birlikte okumaları . Rahmetli hakka yürür ve çocukları ‘ yahu bu istek çok garip’ deseler de vasiyete istinaden imam efendi’ye babalarının çoraplarıyla gömülmek istediğini söylerler lakin imam dini ritüellere aykırı olduğu için müsaade etmez ve karun gibi zengin bu beyefendinin ilk isteği gerçekleşmemiş olur . Çocuklar eve geldiklerinde ise ikinci isteği olan onlara bırakılan mektubu okumaya başlarlar ,uzun bir mektubun içerisinde bir satırda aynen şöyle yazmaktadır ;’ dünya malı dünyada kalır bakın yanımda çoraplarımı bile götüremedim’
Türk iş dünyasın değerli ismi Mustafa Koç beyefendiye Tanrı’ dan rahmet, sevenlerine sabır dilerken, dikkatinizi Yunus Emre nin dizeleriyle dünyadaki misafirliğimizi ne kadar güzel anlattığına çekmek isterim.
Benim burda kararım yok,
Ben burdan gitmeye geldim.
Bezirgânım metaim çok,
Alana satmaya geldim.
Ben gelmedim davi için,
Benim işim sevi için.
Gönüller dost evi için,
Gönüller yapmaya geldim.
Dost esriği deliliğim,
Aşıklar bilir neliğim.
Devşiriben ikiliğim,
Birliğe yetmeye geldim.
Yunus Emre aşık olmuş,
Maşuk’a derdinden olmuş.
Gerçek erin kapısında,
Ömrüm harcamaya geldim.
Siz Yunus’tan sorun haber,
Dost kanda ise anda var.
Haberi gel gör benden al,
Ben onu görmeye geldim.
Yunus Emre