Eğitim Laboratuvarı (E lab) adını verdiğimiz  proje kapsamında 120 öğrenme aşığına yetişkin eğitimi alanında gelişimleri için eğitim ve mentörlük desteği vereceğiz. Proje, tam bir bilgi laboratuvarı olacak. Üreteceğiz ve paylaşacağız. Linkedin de Alistair Cox tarafından yazılan ”kendini bilmek” temalı yazı projede yer alan Elif Tek tarafından türkçe diline çevrildi. Sizinle paylaşmak istedik.

 

“Kendini bilmek tüm bilgeliğin başlangıcıdır.” – Aristotle

“Knowing yourself is the beginning of all wisdom.” – Aristotle

Eğer size “En sevdiğiniz renk nedir?”, “En favori yemeğiniz nedir?”, ya da “En severek izlediğiniz film hangisidir?” diye sorsam, muhtemelen anında yanıt verebilirdiniz.

Fakat size “Özdeğerleriniz nedir?”, “En güçlü yönünüz nedir?”, veya “En zayıf yönünüz nedir?” diye sorsam, bu soruların yanıtları aklınıza o kadar kolay gelir miydi?

Sizi kişi olarak tanımlayan nedir? Hayatta en çok değer verdiğiniz şeyler mi, yoksa hamburgeri pizzaya tercih etmeniz mi?

Kendimiz hakkında gerçekte muhtemelen çok az şey biliyor olmamız çok şaşırtıcı. Bunun sebebi ise kendimize bununla ilgili hiç soru sormamış oluşumuz.

Kendiniz hakkında ne kadar meraklısınız?

Çok yüksek olasılıkla daha önce kendinize, sizi kendinizle yüzleştirecek tarzda sorular sormamışsınızdır. Çoğu kişi yapmamıştır. Yaptıysanız, muhtemelen sadece bir iş mülakatına hazırlanmak içindir.  İşte bu sebeple, büyük olasılıkla, aynaya bakıyorsunuz ama aslında gerçek benliğinizi görmüyorsunuz. Çoğumuz hayatlarımızı otomatik pilotta yaşıyoruz ve kendimizi gerçekten anlamak -kim olduğumuzu ve ne istediğimizi derinlemesine düşünmek – için zaman ayıramıyoruz. Söylemesi üzücü ama, çoğu zaman başkaları kendi sahip olduğumuzdan daha doğru bir resmimize sahip oluyor.

Her zaman bir sonraki başarı veya hedefe ulaşmak için çabalıyoruz, ve durup da son seferde nasıl başardığımızı (veya başaramadığımızı) düşünmek için zaman ayırmıyoruz. Bir dahaki sefere neyi nasıl daha iyi yapacağımızın analizini yapmak aklımıza bile gelmiyor.

Hayatı genellikle aynı şeyler ile aynı seçimleri yaparak, aynı yolları izleyerek yaşıyoruz ve her seferinde sonucun neden farklı olmadığını merak ediyoruz. Çoğumuz sürekli bir “benzeri” döngüsündeyiz. Neden? Çünkü herhangi anlamlı bir şekilde öz yansıtma yapmıyoruz (kendi üzerimize düşünmüyoruz).

Bu bir sorun, fakat düzeltilebilir bir sorun.

Öz yansıtmayı kişisel ve profesyonel yaşamlarımıza düzenli bir şekilde dahil etmek esastır. Daha önceki bir yazımda açıkladığım gibi, kendimizin “en iyi” ve “en mutlu” hali olmamız için, etrafımızı saran dünyaya merak duymalıyız. Bununla birlikte dünyayı merak ettiğimiz kadar, kişi olarak kim olduğumuzu da merak etmeliyiz.

Geçtiğimiz yıl yaşanan olayların bizi kesinlikle tümüyle değiştirdiğine inanıyorum. Artık hiçbir şeyi hafife almadığımızda, dünyayı nasıl gördüğümüzü ve bizim için gerçekten neyin önemli olduğunu da değiştiriyoruz. Bireysel koşullarımız ne olursa olsun; hayatımızla, halihazırda yaptığımız veya henüz yapmamış olduğumuz seçimlerle ilgili derinlemesine düşünmek için bizlere zaman verildi. Eğer bu zamanı şimdiye kadar akıllıca kullandıysanız, öz yansıtmaya avantajlı olarak başlamışsınız demektir. Bazılarınız bunu deneyimlemiş, ve deneyimleyenlerinizin bir çoğu da öz yansıtmanın değerini görmeye başlamıştır.

Ve şimdi işin sırrı; bu uygulamayı kalıcı bir alışkanlık haline getirmek.

Öz yansıtma nedir?

Öz yansıtma ile aslında neyi kastediyoruz? Öz yansıtma Cambridge sözlüğünde “kendi duygularınız ve davranışlarınızı düşünme eylemi ve bunların arkasında yatan muhtemel sebepler” olarak tanımlanmıştır.

Öz yansıtma pratiği son derece güçlü bir uygulamadır, fakat rahatsız edici olabilir. Önemli olan, yargılayıcı olmayan bir şekilde yansıtma yapmaktır. Temel amaç; özeleştiri ve olumsuzluk, ya da halihazırda bildiğimizi düşündüğümüz şeyleri kendi kendimize pekiştirmek değil; kendimizi geliştirmek için çaba göstermek ve yapıcı önerilerle öğrenmek olmalıdır. Sadece sizi bugün olduğunuz yere getiren güç ve motivasyonları -hem iyi hem kötü- ve bunlarla ilgili nasıl hissettiğinizi anlayarak; bir sonraki adımda nereye gitmek istediğinizi ve oraya nasıl gideceğinizi daha kesin bir şekilde görebilirsiniz.

Yine de aklınızda bulunsun: bunu yapmak kolay değildir, ve iyi yapılırsa muhtemelen bir yüzleşme olacaktır. Bu doğru ve yanlış yanıtları olan bir test değildir. Belirli bir zaman sınırı içerisinde yapılacak bir şey de değildir. Yanıtlarınız sizi “iyi” veya “kötü” yapmaz. Kimse sizi dinlemez veya yargılamaz. Fakat buradaki yanıtlarınız dürüst, tutarlı ve kendinize karşı doğruysa, sizin resminizi çizecektir.

Öz yansıtmanın zor olduğu gerçeği; muhtemelen bunu neden daha sık yapmadığımızı ve neden çoğumuzun kendimize yabancı olduğumuzu açıklar. Belki de zaten kim olduğumuzu bildiğimizi, bizi neyin yönlendirdiği ve motive ettiği, nelerde iyi nelerde kötü olduğumuz konularında net olduğumuzu sanıyoruz. Fakat, bir çoğumuz nereden geldiklerini tam olarak bilmediğimiz bu varsayımların tuzağına düşüyoruz. Aslında bu önyargıların çoğu yanlış ve taraflıdır ve bizi bilmeden yanlış seçim ve kararlar yapmaya yönlendirebilirler.

Öz yansıtma işteki performansı da artırabilir

Aristotle’nin ifade ettiği gibi, “Kendini bilmek tüm bilgeliğin başlangıcıdır.” Ve bu bilgelik kişisel yaşantımıza olduğu kadar profesyonel yaşamımıza da uzanır. Nasıl mı?:

  • İşteki motivasyon ve enerji seviyenizi artırır: Florida Üniversitesi ve Maryland Üniversitesi profesörleri, Harvard Business Review’da yayımlanan makalalelerinde açıkladıkları üzere, her sabah öz yansıtma yapan ve kendilerini neyin iyi bir lider yaptığını soran liderlerin, işyerinde daha çok motive ve daha az tükenmiş hissettiklerini bulmuşlardır.
  • İşteki mutluluğu artırır: Bir araştırma, işe gidip gelirken geçen süreyi bir sonraki güne hazırlanmak ve plan yapmak için kullanan kişilerin daha mutlu ve daha üretken olduklarını göstermiştir.
  • İşte özgüven oluşturmamızı sağlayabilir: Düzenli öz yansıtma uygulayarak, daha iyi deneyimler yaratma ve daha iyi kararlar verme olasılığımız artar. Bu daha sık gerçekleştiğinde, ve biz daha olumlu sonuçlar deneyimlediğimizde, kendimizi daha kabiliyetli olarak görmeye başlar ve kendimizden daha emin oluruz. Bu da süreç içerisinde özgüvenimizi artırır.
  • İşteki zorluklar ve değişimlerle başa çıkmak için direnç geliştirmemize yardımcı olabilir: Öz yansıtma, sürekli hale gelmiş olumsuz içsel konuşmalar ve kendini kısıtlayan inançlar döngülerini farketmemize ve bunları kırmamıza yardımcı olabilir. Kendimizi güçlü, kabiliyetli ve yetenekli insanlar olarak görmemizi sağlayabilir, ve böylece süreç içerisinde dayanıklılığımızı geliştirebilir.
  • İşte daha şefkatli olmamıza yardımcı olabilir: En içteki motivasyonlarımızı, kaygılarımızı, hoşlandığımız ve hoşlanmadığımız şeyleri anlayarak; özgün durumlar ve iş yaşamımızdaki diğer insanların bakış açılarına karşı daha şefkatli ve anlayışlı olmamızı sağlayacak bir duygusal zeka seviyesi geliştiririz.
  • Daha iyi öğrenen kimseler olmamıza yardımcı olabilir: Düzenli öz yansıtma, en iyi nasıl öğrendiğimizi farketmemizi sağladığı için, bizim daha iyi öğrenen kimseler olmamıza destek olur. Daha da önemlisi, gelişim odaklı bir zihni daha kolay bir şekilde benimsememize ve daha sık öz yansıtma yapmamıza yardımcı olacaktır. Yani başarısızlıkla yüzleştiğimizde, bu başarısızlıklardan doğan öğrenimlerin değerini daha kolay anlayabilir ve olumlu bir şekilde ilerleyebiliriz. Bugünlerde işe alım yapan insanların aradıkları temel yetkinliklerden biri, öğrenmeye devam etme isteği ve becerisidir, bu sebeple de kariyeriniz için önemlidir.

Öz yansıtma nasıl yapılır?

Tüm bunları aklımızda tutarak, nasıl doğru bir şekilde öz yansıtma yapabilir ve kariyerimiz için daha iyi kararlar verebiliriz?

Kendinize doğru soruları sorun

Kendinize sorduğunuz sorular, kendiniz hakkında henüz bilmediğiniz şeyleri ortaya çıkarmanın anahtarıdır. Sadece kendinize doğru soruları sorarak, ve bunu düzenli bir şekilde yaparak, doğru yanıtlara ulaşacak ve sonuç olarak da kariyeriniz için doğru kararları vereceksiniz.

Fakat konu kariyeriniz üzerine öz yansıtma yapmaya geldiğinde kendinize hangi soruları sormalısınız? İşte başlamanız için birkaç fikir:

  1. En nihai kariyer hedefim ne? Şu anki rolüm bu hedefimi elde etmemde bana yardımcı olacak mı?
  2. Kişisel olarak kariyer başarısını nasıl tanımlıyorum? Hedeflerim beni gerçekten tatmin ediyor mu, yoksa bu tanım başkalarının bakış açıları ve düşüncelerinden mi etkileniyor?
  3. Eğer mevcut kariyer gidişatımda herhangi bir değişiklik yapmazsam, beş yıl içerisinde kendimi nasıl hissedeceğim?
  4. Eğer şimdiki rolümde daha fazla çaba göstermiyorsam, bunun temel sebebi nedir?
  5. Mevcut yetenek eksiklerimi ve onları nasıl tamamlayabileceğimi biliyor muyum?
  6. Kendime her gün anlattığım ve beni engelleyebilecek olan kendimi kısıtlayıcı olumsuz hikayeler hangileri? Bu hikayelerin kaynağı ne ve hangi gerçeklere (eğer varsa) dayanıyor?
  7. En iyi performansımı gösterdiğim bir zamanı düşündüğümde; ne yapıyordum, ne düşünüyordum ve ne hissediyordum?
  8. Doğal olarak nede iyiyim? Bana kolay gelen, beni “akış” durumuna geçiren nedir?
  9. Hangi güçlü özelliklerimi beğeniyorum? Hangi başarılarımdan gurur duyuyorum?
  10. Kendimi en son ne zaman konfor alanımdan dışarı çıkmak için zorladım? Kariyerimi ele aldığımda, gerçekten gelişim odaklı bir zihne sahip miyim?
  11. Geçen yıl elde edemediğim neyi başarabilirdim? Neden yapamadım?

Bu soruları yanıtlarken, durup düşünmeye çalışın. Tüm soruları derhal yanıtlamanız gerekmiyor. Uzun uzun düşünüp, üstüne kafa yorun. Benim önerim, bu soruları sorarken kendinize yabancıymışsınız gibi düşünmek, kendinizi önyargı ve peşin hükümlerinizden sıyırmaktır. Bu soruları hiçbir zaman hayatınızdaki diğer insanları veya toplumu düşünüp, onların duymak isteyeceği şekilde yanıtlamayın. Simon Sinek, bir durumu incelerken, onu bir üçüncü kişi gibi değerlendirmenizi öneriyor. Kendi hikayemi keşfederken bu “soyutlama”yı faydalı buluyorum. Kendi davranışlarınız, kararlarınız ve aksiyonlarınızı yargılama yapmadan ve açık görüşlülükle analiz edin. Bu ileriye dönük kariyer kararlarını doğru bir şekilde vermenizi sağlayacak olan şeydir.

Kişisel değerleriniz konusunda net olun

Öz yansıtma yaparken kendiniz hakkında yanıtlanacak belki de en zor sorulardan biri “Benim kişisel değerlerim nedir?” sorusudur. Kişisel değerlerimiz bizim için önemli olan, bize yol gösteren ve bizi motive eden, kendimiz için kurduğumuz hayatı yönlendiren şeylerdir. Onlar kişiliğinizin DNA’sıdır ve size özgü olan şeylerdir. Eğer kişisel değerleriniz konusunda net olmazsanız, nasıl hedeflerinizi belirleyip onlara ulaşacak, doğru seçimler yapacak ve yaşamak istediğiniz kariyer ile hayatı kuracaksınız?

Hepimiz birbirimizden farklıyız, hepimizin farklı kişisel değerleri var. Fakat Dr John Demartini tarafından açıklandığı gibi, çoğu kişi kendi değerlerini, ne olması gerektiğini düşündükleriyle karıştırıyor. Çoğu kişi değerlerinin ne olduğu sorulduğunda farkında olmadan, toplumun onlara önemli olduğunu söylediği şeylere uyacak bir liste saymaktadır. Bu anlamsızdır ve sizi hiçbir yere götürmez.

Kişisel değerlerinizin neler olduğunu nasıl anlarsınız? Yardımsever ve yaşam koçu Stefan James şu şekilde açıklıyor: Kendinize sorun. “Yaşamımda benim için önemli olan şey ne?” Bırakın, yanıt önyargısız bir şekilde gelsin ve gelen yanıtı bir yere yazın. Belki de aklınıza ilk olarak aile gelecek – çok az kişi ailenin onlar için önemli olmadığını söyler. Fakat “aile” bir değer değildir. Değerlerinizi belirlemek için, ailenizin sizde hangi duyguları harekete geçirdiğini düşünün- örneğin sevgi, ilişki, gurur ya da destek. Sonra kendinize aynı soruyu tekrar sorun, “Yaşamımda benim için önemli olan şey ne?” Bırakın, yanıt önyargısız bir şekilde gelsin ve gelen yanıtı bir yere yazın. Ve kendinize aynı soruyu sormaya devam edin. Sonra yazmış olduğunuz değerleri hiyerarşik olarak sıralayın. Sizin için en önemli olan ne? Listenin en başında hangi değeriniz var?

Değerlerinizin -eşsiz bir birey olarak sizin temelinizi oluşturan esasların- ne olduğunu anlamak, sizin doğru yolu bulmanıza ve daha da önemlisi bu yolda ilerlemenize yardımcı olabilir. Temel değerlerinizle ilgili net bir resme sahip olmak, neyin önemli olduğunu, neyin zaman ayırmaya değdiğini ve neyin değmediğini görmenize yardımcı olabilir, ve en nihayetinde belli bir hedefiniz olmasını sağlar, size bir amaç duygusu verir.

Bu tür odak ve netlik hayatınız boyunca doğru stratejik kariyer seçimleri yapmanız için hayati önem taşır. Bu olmadan, amaçlarınıza nasıl ulaşacağınızı hayal etmek neredeyse imkansızdır! Kişisel değerlerinizi anlamak ve onlar ile yaşamak; diğerleriyle iletişim kurma yolunuzu etkiler, iş arkadaşlarınız ve paydaşlarınızla olan ilişkilerinizi şekillendirir. Yürüttüğünüz iş, hangi işveren için çalıştığınız ve iş-yaşam dengesi kurma bağlılığınızla ilgili bilgi verir.

Herkes öz yansıtmayı farklı şekilde uygular

Öz yansıtma yaparken bulduğunuz noktaları belgelemek; onların daha gerçek, daha akılda kalıcı, daha etkili ve sizin için daha uygulanabilir gözükmesine yardımcı olacaktır. Bazıları bir günlük tutar, bazıları telefonuna basit notlar alır, diğerleri bir iş arkadaşı, yönetici, mentor, aile bireyi, eş veya arkadaşla konuşmayı tercih eder.

Sıklıkla dönüp kendi notlarıma bakıyorum, bazılarının üzerinden oldukça yıl geçti, ve benim için önemli olan şeylere güçlü bir ışık tutuyorlar. Etrafımızdaki yaşam değişirken bile, temeldeki konuların aynı kaldığını görmek ilgi çekici. Bunun yanısıra, yeni konuların nasıl meydana çıkabildiğini ve sonra olumlu bir değişime katalizör olabildiğini görmek de çok ilgi çekici.

Öz yansıtmanın yapılma zamanı ve sıklığı kişisel tercihe bağlıdır. Esas olan bunu bir alışkanlık; kendinizi geliştirmek için içgüdüsel ve otomatik  olarak yaptığınız bir şey haline getirmektir. Fiziksel olarak daha iyi olmak için düzenli olarak egzersiz yaparız, dolayısıyla kendimizi mental olarak daha güçlü, zinde, sağlıklı ve mutlu hale getirmek için de düzenli olarak öz yansıtma uygulamalıyız.

Öz yansıtmayı günlük olarak – günün başında veya sonunda- yapabilirsiniz. Ya da büyük bir projenin sonunda, bir performans değerlendirmesi öncesinde veya kariyerinizde bir dönüm noktasına ulaştığınızda aklınıza gelen bir ritüel olabilir. Herkes için farklıdır, ama önemli olan kendinizi rahat, açık ve özgür hissettiğiniz ve öğrendikleriniz üzerine aksiyon alacağınız bir boşlukta yapmanızdır.

Söylemiş olduğum gibi, öz yansıtma kolay değildir. Savunmasızlık, cesaret, yer, bağlılık ve zaman gerektirir. Eğer acele eder, zor soruları geçiştirir, pes eder, politik olarak doğru olan yanıtı vermeyi tercih eder, ya da açıkça yalan söylerseniz; sadece kendinizi kandırırsınız. Sizin dışınızda kimse yanıtlarınızı yargılamamaktadır.

Öz yansıtma sizi daha iyi hale getirmek için tasarlanmıştır. Ve hayatta herhangi bir şeyi iyileştirmek dürüstlük ve sıkı çalışmayla başlar. Bu sebeple, durmadan değişmekte olan iş dünyasına girerken, öz yansıtma kabiliyetinin kendimizi donatabileceğimiz en güçlü becerilerden biri olduğuna yürekten inanıyorum.

 

Yazan: Alistair Cox

Çeviren: Elif Tek

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazar

Hacettepe Üniversitesi İİBF den başlayan gelişim yolculuğum yurt dışında aldığım uzmanlık eğitimleri ile devam etti. İngiltere South Essex Collage (işletme ve yönetim kursları) ve The Coaching Academy (kurumsal koçluk) ve Oxford Üniversitesi (Liderlik gelişimi ve yönetimi) programlarını tamamladım.

Yorum Yap

Kategoriler

Son Yazılarım

Bilişsel Çarpıtmalar
5 Ocak 2023
Nefes ve Meditasyon
11 Eylül 2022
McKinsey Teknoloji Trendleri – 2022
8 Eylül 2022

Son Yorumlar

Meryem

Deneyimlerinizi paylaşmanız ve bilmeyenlere yol gösterdiğiniz için çok teşekkür ederiz. Kesinlikle bazı insanlara dokunduğunuzdan emin...

Leyla

Kaleminize sağlık arkadaşlar.her şey Zihnimizdeki otomatik pilotu fark etmemizle başlıyor.

Resul Korkmaz

Hülya Hanım merhaba. Aksa için verdiğiniz Liderlik eğitimi ile ve bu makaleyi okuyunca ilk aklıma...