Aylar oldu blog için bir şeyler yazmam lazım diyorum, ama durmadan erteliyorum. Ertelediğim onlarca şey var. Tam durum böyle iken aşağıdaki hikayeyi okudum ve tamam yeni yazının konusu çıktı dedim.
,Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler:
– “Bu dikenleri sök, insanları rahatsız etmesinler.” demeye başlamışlar. Fakat adam bunları duyuyor ancak aldırmıyormuş. Bir gün bir veli ona;
– “Mutlaka bu dikenleri sök.” Demiş.
Adam itiraz etmemiş.
– “Evet mutlaka bir ara sökerim.” Demiş.
Adam ha bire bugün yarın dedikçe dikenler büyüyüp kuvvetlenmiş.
Veli adama:
– “Ey vaadinde durmayan adam, sök şu dikenleri bu işi sürüncemede bırakma.” Demiş.
Adam:
– “Babacığım, bir hayli gün var, bugün olmazsa yarın, bir gün mutlaka bu işi yapacağım.” Demiş.
Veli bunun üzerine şöyle der;
– “Sen, hep yarın diyerek bu işi erteliyorsun, fakat şunu bil ki her geçen gün o dikenler büyüyüp güçleniyor, dikenleri sökecek olan sen ise güç kuvvet kaybediyorsun, dikenler gün geçtikçe gençleşiyor sen ise yaşlanıyorsun.”
Ertelemek modern zamanların önde gelen hastalıklarından birisi, maillere cevap vermeyi, doktora gitmeyi, projeyi tamamlamayı, evi boyamayı, spora başlamayı, diyet yapmayı, çekmeceleri toparlamayı, kıyafetleri kuru temizlemeye vermeyi, telefonla aramamız gerekenleri aramayı ve daha pek çok şeyi erteliyoruz.
Türkçe’de tam bir karşılığı bulunmayan, ertelemek ve ya ağırdan almak olarak bilinen “procrastination” pek çoğumuzun hayatını zorlastıran ve stres yaşamamıza sebep olan rahatsız edici bir süreç. Niyet ile eylem arasındaki boşluk diyebiliriz. Erteleme eğiliminin hemen herkeste olduğu kesin. Bu durumu alışkanlık haline getirmek kişisel ve mesleki potansiyeli açığa çıkarmaya engeldir ve çoğu zaman başarısızlığın da sebebidir. Erteleme, ilk başta bir rahatlama ve haz sağlasa da, uzun dönemde stres, kaygı ve huzursuzluk yaratır.
Mükemmeliyetçi insanların ertelemeyi çok tercih ettiği söylenir. ‘’Tam ve iyi yapamayacaksam şimdi yapmayayım daha iyi’’ düşüncesi ertelemeye yönlendirir.
Ertelenen her iş insanda ister istemez bir suçluluk, yetersizlik duygusu yaratır. Bir de kronikleşmeye görmesin işte o zaman erteleyen kişi çok haklı gerekçeler bularak kendini rahatlatmak konusunda da ustalaşır. Erteleme alışkanlığınızın olduğunu düşünüyorsanız kölesi olmayın ve ‘’ERTELEMEKTEN KURTULMAYI ERTELEMEYİN’’. Çünkü ne demişler; ‘’ertelemek işi uzatır, ömrü kısaltır.
Peki ne yapmalı kurtulmak için;
- Hoşlandığınız işleri sonraya bırakın, sevmediklerinizden başlayın. Bu, işin sürekli korku saçıp ertelenmesi yerine, işin bir an evvel olup bitmesini sağlar.
- Ertelenme ihtimaliniz olan işi parçalar bölün, daha kolay gelecektir.
- Bitirmek için termin belirleyin.
- İşin bitimine bir ödül koyun.
- Yapmak istemediğiniz bir iş ise ve parasal durum uygunsa başkasına yaptırın.( Temizlik, boya vb)
- Ertelemeciliğe karşı engeller oluşturun.
- İş listeleri çıkarın ve öncelik sıralaması yapın.
- Her gün ertelediğiniz bir işi yapmak üzere bir hedef koyun.